yaşanılan en absürt olay

arkadaşlar size ufak bir başımdan geçen bir olayi anlatmak istiyorum. adana da yaklaşık 2 ay önce ufak bir sebepden dolayı kaldığım yerden farklı bir ilçeye geçmek zorunda kaldım. işlerimin biraz aksamasi sebebiyle eve dönüşüm saat ikindin üç civarıydı, yolda yürürken yolun kenarında 6 katlı bir inşaatte istemsizce gözüme tek başına duvar örmeye çalışan orta yaşlarda bir işçi ve boş boş gevezelik yapan yanlış hatirlamiyorsam 6-7 işçi hem adama bakıp gülüyor hem de aralarinda konuşuyorlar, adamla dalga geçip işten kaytardiklarini sandim. iyice sinirlendim az bakip içimden sövdükten sonra inşaatın karşısındaki durakta otobüsü beklemeye başladım. gözüm sürekli onlara kayıyor ne yapıyor bunlar derken hemen çaprazındaki apartmanın bir katını kestiklerini farkettim, hem adama bakıyorlar hem de apartmanı kesiyorlar. bu böyle bir süre devam etti. baktım benim otobuste geliyor son kez bi bakiyim napiyorlar diye kafami kaldirdim, biri sürekli bir şey soyleyecek oluyor yanindakiler tutuyor derken adam dayanamayıp tek başına çalışan işçiye bağırdı "ahmet koş karını sikiyorlar"

bi arkadaşımın koyu ülkücü olup okuduğu üniversitede ülkü ocaklarına girmesi, odasında bütün türk devletlerinin bayrağı olması. absürt olan bu değil tabi. bu çocuk tarih okuyo ve 2 dönemdir gördüğü türk tarihine giriş dersinden iki dönemde ff alıp alttan alması. bu sene vizede de 10 almış bu arkadaş

yaşadığım değil de bi tanıdık var koyu türkçüyüm falan diye geziyordu yok senin ailen surali sen türk değilsin yok senin soyun şurdan diye 3-5 ay sonra babası dağda asker vuran kürt bi kızın peşinden koşmaya başladı ( ırkçılık yapmıyorum yanlış anlaşılmasın ) 1 sene civarı da koştu peşinden

yan daireyle yatak odalarımız bitişik. adamın yatağıyla benim yatağım arasında duvar var sadece. uyurken kolu mu bacağımı artık iyimser düşünerek söylüyorum duvara çarpıyor her seferinde uyanmama yol açıyor. bi insan duvarı tekmeleyerek uyur mu uyuyor işte. artık bi gece sinirlendim duvara ben de vuruyorum elim kırıldı kırılacak neyse adamdan ses kesildi bi kaç gün. dedim heralde başka odada yatıyor şükür. bi gün asansörde karşılaştık adam bana demez mi sizin duvar ince sanırım çok ses geçiriyor uyuyamıyorum salonda yatıyorum. isabet olmuş yoksa duvarı delip bana yürüyecektin dana diyemedim tabiki. haklısınız geçen eve attığınız kadınla memleketteki karınız bilmesin diye bayağı ikna edici konuştunuz diyip asansörden bi indim arkama bile bakmadan kaçtım.umarım bir daha karşılaşmam aahahhah o günden beri evde tüy gibi sıfır ses kafa rahat komşu komşu geçiniyoruz.

caminin hocasını kerhanede görmek derim ve susarım saygılar sevgiler

sabah bindiğim kalabalık bir metronun vagonunda karşılaştığım bir çift ile, akşam gelirken bindiğim metronun aynı vagonunda tekrar karşılaştım. böyle bir şeyi bir kitapta okusam "aynen kardeş kesin yaşanmıştır bu" derdim.

yaşamadık ki.

bugün annemle sülaleden konuşuyorduk. bizim sülalede en büyük anneannem, en küçük kim ona karar vermeye çalışıyorduk. demet abla var dayımın kızı, ben "onun yeni doğan kızı herhalde" dedim. "yok, o başka sülalenin çocuğu" diyor. "anne" dedim "demet abla nasıl başka sülalenin çocuğunu doğurmuş olabilir?" meğerse soyadını değiştirdiği için başka sülaleden olmuş demet abla. "o zaman ben de mi başka sülaleden olcam?" diye sordum. "evet" dedi. biricik kızını hemen attın sülaleden, bu kadar mı bıktın!?!?!?

bugün herkese açık olan ve çok da fazla insanların bulunduğu bir yerde oturuyordum önümde de küçük çimenlik bir alan vardı ama 2-3 adım önümde. bi adam geldi çimenlere geçti işedi biraz çimenlik yerde küçük adımlarla dolaştı ve gitti.. jdkd i̇şedi lan adam herkesin olduğu bir yerde ama hiç kimse de " napiyorsun sen?" demedi..

berber kullandığım zamanlar bir defasında bizim berber saçımı tam istediğim gibi kesmişti.. çok saçmaydı amk. paramızla rezil olamamıştık resmen. buradan birçok gamer'ın kolsuz olmasına sebep olan saç soykırımcılarına sesleniyorum; bre amına koduklarım madem canınız istediğinde saçımızı güzel kesebiliyorsunuz, neden bunu genele yaymıyorsunuz? ille de güzel kesin demiyorum bakın. ya sürekli iyi kesin, ya da hep kötü kesin. alt tarafı istikrar lan. başka bir istediğimiz yok. sağa sola brad pitt fotoğrafı yapıştırmaktan daha kolaydır bunu sağlamak. bir iyi, bir kötü kesip insanların ayarıyla oynamayın. not: son 10 senede maksimum 4 defa kuaföre gitmiş yazar beyanıdır. çok da tındır.

eskiden bi tost makinemiz vardı. çok uzun zaman onu kullandık ve tost olsun diye bütün ağırlığımızı verip saatlerce beklerdik. en sonunda eve yepisyeni bir tost makinesi aldık ve bir pazar kahvaltısında tost yapıp ailecek yeni tost makinemizle fotoğraf çekinmiştik.

Kuzenim bayram sabahı silah atan bir dedeyi video çekip Facebook'ta paylaşmış. Videoyu 4 bin kişi paylaşa paylaşa tüm şehre yayılmış. Gazetelere, haberlere çıkmış. Bu sabah jandarmalar dedeyi almaya geldi. Tam fenomen oldum derken kendini karakolda bulmak. Hayattaki şansım resmen...

Bi arkadaşım oyun oynarken onu oyuna almadık diye bize ninja bıçağı ile saldırmıştı.Neyse ki birileri gördü de ölmeden atlattık.(bkz: yaş 10 )

Bugün az kalsın motor çarpıyordu son anda durdu. Adama ters bir bakış atıp yoluma devam ettim. Adam da arkadan kinayeli kinayeli şey diyor "rica ederim." Kral teşekkür ederim ya çarpmadığın için.

Lisans zamanları. Benden hoşlanan bir kız, Benim hoşlandığım başka bir kız, Bir de eski sevgilim oturup çay içmiştik. Hayatımda yaşadığım en absürt anlardan biriydi. Ön bahçede. Ölüm kümesi gibiydi. Allahtan Berry gelip aldı beni de, kurtardı. Derse gittik.

Küçükken 9 10 yaşlarında taşlı oyun parkında arkadaşımın kopan kulak memesini aramıştım

olay mı durum mu bilmiyorum. lisede bir çocuk beni takıntı haline getirmişti. hatta çocuk komple garipti de ben ona denk gelmişim diyelim. sürekli facebook takip isteği yolluyordu. ben de kabul etmiyordum. okulda görünce uzaktan fotoğrafımı çekiyordu. 50 kere mesaj atmıştır, hiçbirine cevap bile vermedim. sonra bu bana yine mesaj atmış 58.mesaj artık "kavunsu bugün benim kuzenim öldü keşke cevap versen çok ihtiyacım var." "doğruysa şayet çok üzgünüm, başın sağolsun" dedim "aman be güzelim sen sağol" yazmış dmdksmsjzhsjsjzjjahaha bastım engeli ya cidden bu diyaloğu atlatamıyorum yine kötülüğün pençesine düştük. sonra bu çocuk yine Facebooktan bana -arka sokaklardaki bütün ana karakterlerinden profil açıp- istek atıyordu. misal mesut güneri profili yapmış. oğlu tunç, medeni durumu bekar, doğum tarihine hatta köpeğine kadar girmiş. İş: İstanbul emniyet müdürlüğünde komiser bu ve bunun gibi infolarında mevcut olduğu hesaplar kurup bana istek atıyordu. mesela fotoğrafına biri yorum yapmış. kim? rıza baba diye bir hesap. hesaba bir tıklıyorum, bu hesabın isteğini kabul etmek ister misiniz çıkıyor. hem çok korkunç hem çok komikti. edit: bu olaydan 4 sene sonra Bakırköy de bir kız arkadaşımla cafede, prizin yanında oturmuşuz, biri masaya gelip telefonu şarja takmak istedi. şarj olana kadar oturmak istiyorum çünkü ben sizi tanıyorum dedi. kimsiniz mimsiniz derken, çocuğun yakın arkadaşıymış. yine liseden biri yani de sakal falan tanımadım hiç çocuğu. "ya kavunsu sende güzelleşmişsin sen olduğunu anlamak için x'in Facebook profiline girip baktık, çektiği resimleri profiline yüklüyordu, sen olduğunu anlayınca geldim nasılsın napıyorsun ne okuyorsun diye sorayım dedim" dedi. allah canımı alsın yaşandı bu absürtlük aq

Bugün öğlen, yerde kredi kartı buldum. Temassız falan var, yeni bir kart. Ulan böyle şeyler de hep beni buluyor he, diyip aradım bankayı. "Böyle böyle, arayın kart sahibini de, alsın benden kartı." dedim. Hemen hemen her bankanın kartını bulduğumdan, alışırım uygulamaya. Yeni kart gelene kadar banka müşteriye geçirmekten ve müşteri de kartı kullanmaktan mahrum kalmasın diye; müşteriyi arıyorlar, o gelip kartı alıyor. Tamam, ben hemen ulaşacağım, siz bekleyin, dedi kadın. Bir hayır yaptık, bari oturup bekleyelim, dedim ben de. Oturdum. İşim bittiği halde, Starbucks'ta saçma sapan takıldım. Tam iki saat... Çağrı merkezini üçüncü aramamda da, kartı iptal ettiklerini, sahibinin bana ulaşmayacağını söylediler. Boku bokuna beklemenin vermiş olduğu haklı asabiyetle kalktım, kartı kırıp çöpe attım ve eve döndüm. Kadın da, az önce beni aradı. Kadıköy'de olduğunu, kartı alabileceğini falan söyledi. Açık açık ifade ettim olanları. Şimdi tekrar arıyor. --- spoiler --- Merhaba adım patikli. 26 yaşındayım. Kütüğüm bahtsız. Yarışmaya İstanbul'dan katılıyorum. --- spoiler ---

Dün de -hayatımda ilk defa- Ordu / Mesudiye'li biriyle tanıştım. Adam Orduluyum demek yerine, Mesudiyeliyim, diyordu. Bence haklı. (bkz: milyarder)

Az önce başıma gelen olay. Resim :) çizerek :) Aristo :) fiziğini :) anlatma :) gafletine :) düştüm. İki saat uğraştığım eserimi gören babam "Masaya mürekkep mi döktün?" diye tepki verdi. Neyse ki pages'de hazır resimler varmış. Onları kullandım. Neyse gidiyom ben. Genel Görelilik Kuramını anlatacağım daha.

az önce yaşadım, innnanılmaz saçma bir olaydı. annemle etkisinden yeni çıktık, gece gece kahkaha filan attık sokakta :d (çok da öyle komik değil ama, beklentiye gerek yok.) hikâyenın başı taa ilkokula uzanıyor. son sene sınıfa bi’ çocuk geldi. hoşlandım birazcık yeni çocuk havası filan, hatta adını da yazıyorum: Enes, o da benden hoşlanmış. en yakın arkadaşım filan da hoşlandı bu çocuktan, çalkantılı birtakım olaylar yaşandı. tam bir şeyler olacaktı kii 4+4+4 zırvası filan çıktı.(*) bir anda yollarımız ayrıldı. fakat aynı mahalledeniz; bu çocuk annemin elini filan öpmeye, kardeşimle basketbol oynamaya filan devam etti bir süre :d öyle de şey bi’ aşktı yani. amaaa hakkımda kötü şeyler söylediğini duymuştum bu olaylardan birkaç yıl sonra. gülümseyerek hatırlamama engel oluyordu tatliş çocukluk anılarımızı. tam iyi bitmedi yani. iyi bitse şeyolmazdı. anlayacaksınız.. neeeyse günümüze dönelim. az önce efendi efendi arabamı sürüyordum. sağdan bir araba geliyordu, yol verdim. adam önüme kırmayı tercih etti? iki üç salak hamle yaptı, ben de sola kaydım hafiften mecbur. sonra sağımdan çıkıp gitti neredeyse 4 şeritlik yolda. sol taraf BOMBOŞTU. neyse ben sürmeye devam ettim 3 saniye sonra dank etti. behlül delirmesi yaşayıp iki üç vurdum direksiyona. bir de o ara gecikmeli olarak -hafifçe, öyle öküz gibi uzun uzun değil, gayet nahifti.- KORNAYA BASTIM. KİMİN EVİNİN ÖNÜNDE BASTIM KORNAYA? KİM DIŞARDAYMIŞ O ARADA? KİMİNLE SALİSELİK GÖZ GÖZE GELDİM? çocukcağız da elini kaldırmış ben görmedim. annem şoke oldu. kornayı duymadı herhâlde “ bi’ adam bize el kaldırdı, tanıdık mı, niye kaldırdı bu?” diyor... dedim anneee, annee “adam değildi Enes’ti. elini mi kaldırdı??! rezil oldum çocuğa ya.. ” + birtakım ağlamalar zırlamalar. annem olayı anlık sindirip tesellisini de verdi hemen: ”ne olacak arkadaşça bir selamdı sadece ya..” hagshsdgshdjkd anlatınca o kadar komik olmadı ama komikti yaşarken. ilkokul aşkım gece 1’deki küfür kornamı ona, anamla birlikte verdiğim selam kornası sandı.. *: dayanamadım yazıcam burda da saçma bir olay yatıyor. bu çocuğun kendisinden 11 ay sonra doğan bir kız kardeşi vardı. aynı sınıftaydık yani. kız bir gün geldi bana dedi ki: “abim öğle arası sana çıkma teklifi edecek” ben dedim: “gitmem, ne gideceğim, etmesin” filan naz yapıyorum. neyse o ara da meb ya da sağlık bakanlığı, kim bilmiyorum, süt dağıtmaya karar vermişti okullarda. bazı hanımefendiler, beyefendiler içemiyorlardı mideleri bulanıyormuş. hoca artanları bana veriyordu ben eve götürüp içiyordum hagshdhdjkd neyyse. öğle arası oldu. benim heyecan zirvede. bir davet bekliyorum bir teklif bekliyorum. derken gele gele kara haber geldi. bilin bakalım kim sütten zehirlenmiş? evet maalesef.. :d benim litre litre eve götürüp içtiğim sütten zehirlenmiş çocuk. öyle yani. kaderimiz burada ayrıldı sanmıştım. ayrı dünyaların insanı olduğumuz çok açıktı. bugün de böyle saçma bir şekilde birleşti hagdhsgsjdk öyle :d bomboş yazı ya, üşenmedim yazdım valla. ilerde okuyup tekrar gülerim gibi ya. mimikleri kıpırdamayan arkaaşlardan da özür diliyorum. fakat ben böyle bir söz vermedim zaten hehe.

Arkadaslar bi suredir duzenli olarak tespit edemedigim komsum tarafindan vanam kapatiliyor. Anlatayim: Simdi gecenlerde uyandim evde su yok. Neyse gelir zaten diye cok takilmadim ama dusa girmem lazim baktim sular hala gelmemis. Belediye borularina biraz sayip sovdukten sonra internete baktim ne zaman gelecek diye, kesinti gorunmuyor. Fatura odenmis. Yani su kesilmesi icin bir sebep yok. Durur muyum hemen aradim ust komsuyu dedim kardes bi suyunuza bakar misiniz, onlarda su var. yavsagin biri bizim vanayi canini cikartana kadar sıkmış, açtım ama şok oldum yanı ne alaka diye. Neyse apartman grubuna durumu yazip bir daha olmamasini rica ettik, bitti gitti. Aradan bir iki hafta gecti ayiptir soylemesi tuvaletteyim, sular bi anda gitti. Yavsak bari tuvaletimin bitmesini bekleseydin. Gittim geri actim vanayi. Bugun sabah sular ip gibi akiyo, serefsiz bu sefer kapatmamis, kısmış. Gittim açtım efendı gıbı.. Aksam duş alıyorum tam o sıra kıstı yine evdekilere seslendim çabuk olun kısıyor suan dıye o sıra onlar duyana kadar iş işten geçti. He bir de daha önce ayakkabılardan sadece birini alıp vanaların oldugu yere koyma gıbı bı huyu var bu arkadasın. Yani iyice kafayı yemiş. Arkadasim burdan sana sesleniylrum!! Bak guzel kardesim ayakkabiysa derdin lutfen cal ve bi daha saklama. Su tasarrufu falansa dersin o seni hic alakadar etmez guzel kardesim faturayi biz oduyoruz. Kamera koyucam ve seni buldugum an tum apartmana rezil edicem bi de haberin olsun. He bi de ins yogun bi kabizlik durumunda vanani kapatirlar, saka mahiyetinde.. gorsel

ekg çektirmek için gelen hastaya ' el ayak bileklerinizi ve kalçanızı açıp hazırlanın' dedim. Sonra farkedip pardon diye düzelecektim ki eleman gelip 'abi emin misin götümle ne alakası var kalp grafisi dediler bana' diyince bi müddet buna güldük. Sonra bir dayı çıkıp 'eğeğe napıyonuz hadi ' diye sıkıltırınca devam ettik. (bkz: mesleki deformasyon ) (bkz: dilin uyuşarak konuşmayı unutması)

Bi keresinde okula doğru yürürken kaldırım kenarındaki direğe çarpmıştım . Sonra da çok pardon özür dilerim diyerek yoluma devam etmiştim. Gerçeği arkama dönünce anladım.

en mi bilmem ama az önce çok absürt bir durum yaşandı. yakın arkadaşımızın doğum günü var ve şehir dışındayız. ben, bir arkadaşımla adımıza ortak çiçek yollamıştım. doğum günü sahibi gruba bir çiçek ve not attı. yalnız bir sorun vardı, benim yolladığım çiçek değildi. adımıza ortak yolladığım arkadaşımın aynı fikri harekete geçirdiğini düşündüm, onu aradım o da değilmiş. şu şekil